-
1 денежные затруднения
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > денежные затруднения
-
2 затруднение
güçlük,engel* * *сgüçlük; engel ( препятствие)де́нежные затрудне́ния — para sıkıntısı
вы́йти из затрудне́ния — güç / zor durumdan kurtulmak
-
3 плохо
1) fena, kötüпло́хо пита́ться — iyi besin alamamak
пло́хо относи́ться к кому-л. — birine karşı fena davranmak
пло́хо па́хнуть — kokusu kötü olmak, fena kokmak
пло́хо ко́нчиться — sonu fenaya varmak
пло́хо знать язы́к — dili iyi bilmemek
он пло́хо зна́ет англи́йский язы́к — İngilizcesi bozuktur
он пло́хо пел / спел — fena okudu
я пло́хо пла́ваю — ben iyi yüzemem
ты пло́хо сде́лал, что не пришёл — gelmediğine fena ettin
ра́зве мы пло́хо сде́лали / поступи́ли? — kötü mü ettik?
дела́ иду́т пло́хо — işler bozuk gidiyor
2) безл., → сказ. fenaпло́хо то, что... — işin fenası şu ki,...
у него́ пло́хо с деньга́ми — parası kıttır, para sıkıntısı çekiyor
3) безл., → сказ. ( о тяжелом состоянии)мне пло́хо — fena oluyorum
ей вдруг ста́ло пло́хо — fenalaştı, birdenbire üstüne fenalık geldi
4) → сущ., с, нескл. ( отметка) zayıf -
4 туго
sıkıca,sıkı* * *1) нареч. sıkı, sıkıcaту́го натяну́ть что-л. — bir şeyi iyice germek
ту́го затяну́ть по́яс — kemerini sıkıca sıkmak
ту́го завя́занный га́лстук — sıkı(ca) bağlanmış kravat
ту́го наби́тая поду́шка — sıkı doldurulmuş yastık
ту́го наби́ть мешо́к — çuvalı sıkı doldurmak
2) в соч., → сказ., разг.с деньга́ми бы́ло ту́го — para sıkıntısı çekiliyordu
в про́шлом ме́сяце нам ту́го пришло́сь (с деньга́ми) — geçen ay sıkıştık
е́сли тебе́ бу́дет ту́го... — sıkıya gelirsen...
См. также в других словарях:
KILLET-İ NUKUD — Para darlığı. Para sıkıntısı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
eli dar (veya darda) olmak — para sıkıntısı içinde olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
darda bulunmak — para sıkıntısı çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkıntı — is. 1) İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı. P. Safa 2) Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağa borç eder, uşak harç — ağa para sıkıntısı içinde olup borç etse de uşak, bunu anlamaz ve bol harcamayı sürdürür anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
karnı tok sırtı pek olmak — geçimi iyi olmak, para sıkıntısı olmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gül gibi bakmak — 1) geçimini para sıkıntısı olmadan sağlamak 2) iyi, temiz bakmak Çocuğuna gül gibi bakıyor … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz. Y. Z. Ortaç 2) Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram) Büyük bir cevap sıkıntısı geçirdikten sonra itiraf etti … Çağatay Osmanlı Sözlük